AVRUPA

Avrupa’da Müslüman Toplum İçin Yeni Adım: Almanca ve Fransızca İlahiyat Programları

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Türkiye’deki ilahiyat fakültelerinde Türkçe, Arapça ve İngilizce dillerinde eğitim verildiğini belirtti. Özvar, 2025-2026 akademik yılında Almanca ve Fransızca ilahiyat programlarının başlatılacağını duyurarak Avrupa’daki Müslüman nüfusun dini hizmet ihtiyaçlarına dikkat çekti.

Avrupa’daki Müslüman Toplum İçin Önemli Bir Adım  
Yurt dışında yaşayan Türk ve Müslüman topluluklar, dini hizmetlerin etkinliği konusunda dil bariyerleri nedeniyle çeşitli zorluklar yaşıyor. Almanca ve Fransızca ilahiyat programlarının başlatılması, din görevlisi açığını kapatarak bu toplulukların ihtiyaçlarını karşılamayı hedefliyor. Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerde görev yapan imamların dil yeterliliklerini geliştirmek , dini hizmetlerin kalitesini artıracak ve toplumla daha güçlü bağlar kurulmasını sağlayacak.

Türkiye’de İlahiyat Fakültelerindeki Gelişim  
Türkiye genelinde toplam 100 ilahiyat ve İslami ilimler fakültesi bulunmaktadır. Bu fakültelerde, lisans programlarında 109 bin 450 öğrenci , ön lisans programlarında ise 116 bin 656 öğrenci eğitim görmektedir. İlahiyat alanında eğitim veren öğretim üyelerinin sayısı ise 5 bin 215’dir . Türkçe, Arapça ve İngilizce programlarla uluslararası bir boyut kazanan ilahiyat fakülteleri, Almanca ve Fransızca programlarıyla bu vizyonu genişletmeyi hedefliyor.

Dil Eğitiminin Dini Hizmetlere Etkisi  
Avrupa’da yaşayan Müslüman nüfus, özellikle Almanya ve Fransa’da yoğun bir şekilde bulunmaktadır . Almanca ve Fransızca eğitim almış din görevlileri, hutbelerden kişisel danışmanlıklara kadar geniş bir yelpazede daha etkili hizmet verebilecek. Bu programlar, hem din görevlilerinin profesyonel yeterliliklerini artıracak hem de yerel topluluklarla kültürel uyum sağlayarak İslam’ın değerlerini daha etkili bir şekilde anlatmalarını sağlayacaktır.

Gelecek Planları ve İlahiyat Eğitiminde Uluslararasılaşma  
YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, ilerleyen yıllarda İspanyolca gibi diğer dillerde de ilahiyat programlarının açılmasını hedeflediklerini belirtti. Bu adım, hem Amerika kıtasında hem de Avrupa’da Müslüman toplumların dini ihtiyaçlarını karşılamada büyük bir rol oynayacak.

Türkiye’nin bu girişimi, Müslüman toplulukların din görevlileriyle olan bağını güçlendirmek ve kültürel uyumu artırmak açısından önemli bir dönüm noktasıdır.

MANSETDE