SAĞLIK

Dünya'da vaka sayısı artan difteri nasıl bir hastalık?

Dünya genelinde, yeterli sayıda aşı olmasına rağmen gerekli aşılamalar yapılmadığı için difteri vakalarında artış yaşanıyor. Berlin'de ailesinin aşılatmadığı bir çocuk hayatını kaybetti.

Türkiye'de "kuşpalazı" olarak da bilinen difteri, halkın büyük çoğunluğu, çocukluğunda bu bulaşıcı hastalığa karşı aşılandığı için günümüzde Almanya'da oldukça nadir görülüyor. Ancak kısa bir süre önce Berlin'de, aşısız bir çocuk difteriden hayatını kaybetti. 10 yaşındaki çocuk, solunum cihazına bağlı bir şekilde aylarca yaşam mücadelesi vermişti. Öğrencisi olduğu okuldan çocuğun ailesine yazılan mektupta şu ifadeler kullanıldı: "O izlediği yola son dönemde kuvvet ve cesaret ile damga vurdu. Bize de, hepimizi derinden etkileyen bir boşluk bırakıyor".

Yaşamını yitiren çocuğun devlet destekli, alternatif bir eğitim modelinin uygulandığı Waldorf Okulu öğrencisi olması tartışmalara neden oldu. Bu okullar çocuk hastalıklarını, "ilk etapta engellenmesi için her türlü yola başvurulması gereken birer rahatsızlık olarak değil", bir "doktor kontrolünde, belli bir çerçeve içinde çocuğun direnme ve gelişme gücünü kuvvetlendirmek için atlatılması ve aşılması gereken süreç" olarak değerlendiriyor. Hür Waldorf Okulları Birliği'nin kurumsal tavrı bu.

Çocukların aşı olup olmayacağı ile ilgili kararın ailelerin sorumluluğunda olduğunu savunan Waldorf Okulları, ebeveynlerin alacağı her türlü karara da toplumun baskı kurmadan ve ayrımcılık yapmadan saygı duyması gerektiğini dile getiriyor. 

Difteri nedir?

Bakterilerin neden olduğu difteri, üst solunum yollarında ve nâdir de olsa ciltte görülen bir hastalık. Söz konusu bakterinin salgıladığı, solunum yollarına zarar veren zehir, tüm vücuda yayılıp kalp ve böbreklere zarar verebiliyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) uyarısına göre herkese bulaşabilecek olan difteri en çok bu hastalığa karşı aşılanmamış çocuklarda görülüyor.

Difteri aşısının icadından ve bu aşının kitlesel uygulamasından önce, 1930'lu yıllara kadar hastalık tüm dünyada yaygın bir biçimde görülüyordu. 1980'lerden itibaren ise küresel çapta sağlık örgütlerinin sistematik aşılamaları ile difterinin çocuklarda görülmesi neredeyse tamamen tarihe karıştı.

Son dönemde ise DSÖ'nün aktardığına göre, yeterince aşı bulunmasına rağmen çeşitli sebeplerden dolayı aşı yaptırılmaması nedeniyle difteri vakalarında artış kaydediliyor. 2023 yılında, tüm dünyada görülen yaklaşık 25 bin vakanın 18 bin 684'ü Afrika, 4 bin 934'ü ise Asya'nın güneydoğusundaki ülkelerde kayıtlara geçti. Örgüt'ün açıkladığı veriler, aynı yıl dünya genelindeki çocukların yüzde 84'üne gerekli olan üç aşının bebeklik döneminde yapıldığını, yüzde 16'lık bir kesime ise yetersiz aşı yapıldığını ya da hiç yapılmadığını ortaya koyuyor.

Difteri aşısı olmayan insanlarda, gerekli tedavinin de yapılmaması durumunda, difteri hastalığı her 100 kişiden yaklaşık 30'unun ölümüne neden oluyor. Özellikle küçük çocuklarda ölüm oranı daha da artıyor.

Nasıl bulaşır?

Bulaşıcı difteri hastalığına sebep olan Corynebacterium diphtheriae isimli virüs 1884 yılında keşfedildi. İnsandan insana, hapşırma, öksürme, öpüşme, konuşma gibi sebepler yoluyla saçılan damlacıklar aracılığıyla bulaşan virüs, bazı kişilerde hastalığa sebep olmasa da, o kişi üzerinden de başkalarına bulaşabiliyor. Hastalığın seyri de kişiden kişiye değişiyor. Bazı insanların hafif bazılarının ağır bir şekilde geçirdiği hastalık, kimileri için ölümcül olabiliyor.

Bakterinin salgıladığı zehirin ölümcül olmasının nedeni, vücudun kendi proteinini üretmesini sağlayan ve bu açıdan hayati bir öneme sahip olan hücrelerdeki protein biyosentezinin işlevini engellemesinden kaynaklanıyor.

Semptomları nelerdir?

Hastalığın en yaygın semptomları boğaz ağrısı, ateş, boğazdaki lenf bezlerinin şişmesi ve hâlsizliktir. Enfeksiyonun bulaşmasından 2 ila 3 gün sonra solunum yollarında, boğazda ve burunda, kalın ve gri bir katman oluşur. Hasta nefes almada zorluk çekmeye başlar. Bebeklerde ise cerahatli, kanlı bir nezle görülür. Sonraki evrede gırtlak ve akciğer bölgesine yayılan difteri öksürüğe neden olur. Ayrıca vücuttaki lenf bezleri şişmeye başlar.

Görülmesi muhtemel diğer semptomlar ise, ciltte oluşan yaralar ve gözde iltihaplanmadır. Son aşamada ise salgılanan zehir kan yoluyla, karaciğer, böbrek ya da kalp gibi hayati organlara sıçrayıp, buralarda ölümle sonuçlanabilecek organ yetmezliğine sebep olabilir.

Nasıl tedavi edilir?

Difteri tespit edildiği anda doktorlar hastalarında, bir antibiyotik ilacı olan ve bakterileri öldürüp, bu bakterilerin salgıladığı zehire panzehir olan penisilin tedavisine başlar. Ancak burada başarılı olabilmek için tedaviye olabildiğince erken başlamak gerekir. Bakterinin salgıladığı zehir vücut içinde kan yoluyla dolaşıma başladığı andan itibaren, haftalar sonra bile organlara zarar verebilir.

Hastalığa karşı en etkili koruma ise, Alman Robert Koch Enstitüsü'nün de vurguladığı gibi, aşı. Normal şartlar altında bebeklere, dünyaya geldiklerinden iki, dört ve 11 ay sonra, temel bağışıklık için birer doz aşı yapılıyor. Bu karma aşı sayesinde difteri dışında tetanoz ve çocuk felcine karşı da korunma sağlanıyor.

Almanya'daki Daimi Aşı Komisyonu (Stiko), ilki 5-6 yaşlarında, ikincisi ise 9-17 yaş arasında olmak üzere iki kez tazeleyici aşı yapılmasını ve yetişkinlerin de her on yılda bir, daha iyi bir korunma için difteriye karşı tazeleyici aşı yaptırmalarını tavsiye ediyor. 

Kaynak / dw