"MARİFETLİ GÖNÜLLER"

Dostlar, gönlü yorgun olanın limanı bellidir.
Rotamız sahili selamet ve kademi şeriftir.

Farkında mısınız yükselen çığlıklara sağır oldu kalplerimiz, ruhlar inim inim inlerken şiddet ve hiddeti izale edecek bir sükunete ihtiyacımız var.
Bu kalbin huzuru ve gönül rahatlığını zemin yüzünde vakkar ve ciddiyetle Rahman'nın inayeti ne sığınarak  bulacağımızdan zerre miktar şüphe duymuyorum.
Bu huzuru ve sükuneti bize temin eden, hayretimizi artıran, akıllara durgunluk veren şu evreni sevgi ile ayakta tutan kudret ve hikmetin sahibine hadsiz şükürler olsun.
İşte bu marifetullahın  önünde bütün varlığımla, hücrelerim ve zerrelerimle sücud halinde eğiliyorum.

Dostlar,
Çok şehirler gezdim binlerce insan ile tanıştım fakat içlerinde öyle hikmet ve irfan ile yoğrulmuş delikanlı yürekler tanıdım ki âdeta  marifeti omuzlayarak, huzuru yaymak adına yürüdüklerine şahit oldum.
Kıskanmadan, edeplice onların haline hep özenmişimdir.
Bu iyilik kervanında bulunanların meşhur sloganını sizinle paylaşmak istedim:
 "Dünya iyilikle değişir." 
 Bu söylem bir sloganın çok ötesine gitmiş, misyon ve vizyonun vücut bulmuş halini dünyanın bir çok coğrafyasında görmek mümkün.

Elbette bu temiz, pak yolun yolcusu olmak kolay değil, çelme takmak için pusu kuranlar olacak.
Olsun caymak yok elimizdeki pusula ile adrese teslimi kalp ile ulaşacağız.
İşte bu vizyona sahip olmak İlmiye Mektebi'nin kapılarını aşındırmakla mümkün oluyor.
Mesela siz de evinizin bir odasını ilim ve irfanın şubesi haline getirerek kitaplardan nasipdar olma umudunu hep diri tutabilirsiniz.
İnanın akşam saatlerini tabiri caizse iple çekiyorum.
Gönül soframdaki kitaplarımı sevgi ile koklamak onlar ile hasbihal etmek beni mesut ediyor.

Neden biliyor musunuz ?

Muhakeme gücümü fark ediyorum.
Vicdanımı ve insani hassasiyetimi kaybetmeden hadiseleri değerlendiriyorum.
Yani anlayacağınız bilginin en küçük kırıntısına dahi önem vererek okuma azimimi diri tutmaya çalışıyorum.
Onlar her dem benim "yanlızlıksavar" araçlarımdır.
Nasıl iyi geliyorlar bir bilseniz, ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.

Bazen hayellerimi zorlayarak imkan bulsam, kitaplardan saraylar kursam, içinde marifet ehli olanlar ile şu evreni etraflıca düşünüp tetkik etsem diyorum.
Yahu acep dünya içinde sadece iyi insanlardan oluşan bir ülke kurmak mümkün mü? 
Elbette bu bir hayal, bunun gerçekleşmesi mümkün değil, neticede biz âlemi fanide imtihan meydanındayız.

İyi insanlar ahlâk-ı haseneleri gereği iyilik sancağını dalga dalga yayacaklar.
Kötülüğe meyilli ruhlara da hidayet dilemekten elimizden ne gelebilir...
Onların şerrinden Allah'a sığınırız.
Hakikaten nasıl olur da içinde Allah sevgisi olan biri insanı incitir?
Nasıl olur da benliğine esir düşüp safiyetinden, temizliğinden ödün verir?

Çevremde şahit olduğum acı hikayeler, insaniyetten uzak haller yüzünden ruhumu arındırmak için yola revan olup seyyah olmak, ülke ülke dolaşmak istiyorum.
Ve sonunda aradığına ulaşmak... Hatta ulaşamasak bile bu yolda sarf ettiğimiz çaba bile insana yetiyor ve huzur verir diye düşünüyorum.

Daha ne diyeyim canlar...

Dinlendirici bir müziğin güftesi ile birlikte kütüphanenizi kucaklayın; ruhunuza gıda depolarsınız, dimağınızdaki muhtelif şüpheleri yok edersiniz.
Unutmayınız! İnsanın sahip olduğu tek şey Rabbine karşı sorumluluk bilincidir.
Ona giderken hani derler ya:
"Yolcu yolunda, azığı belinde olsa gerek."

Onun için imandan sonra esas olan takva ve ameli salih esasları ile birlikte ahiret için azık ve hayrat biriktiriniz.

Elbette Allah yorulanların da Rabbi'dir, yanılanların da yenilenlerin de...