"Doğayı Koruma Konferansı"nda konuşan Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Anadolu’nun endemik bitki çeşitliliği açısından son derece zengin ve yerel tohumlarla tarla bitkileri, bahçe bitkileri ve orman ekosistemleri açısından dünyanın yedi önemli merkezinden biri olduğunu belirtti. Budak, Türkiye’nin bitki gen kaynakları bakımından dünya için büyük bir öneme sahip olduğuna dikkat çekti.

Ege Üniversitesi(EÜ) Biyoloji Topluluğu tarafından doğayı korumak ve çevre bilincine yönelik farkındalığı artırmak amacıyla "Doğayı Koruma Konferansı" düzenlendi. Fen Fakültesi Konferans Salonunda yapılan etkinliğe Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan, Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dinçer Ayaz, Biyoloji Bölüm Başkanı Kerim Çiçek, Biyoloji Topluluğu Başkanı Muhammet Yıldırım, emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Özcan Seçmen, emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Sıkı, akademisyenler, sivil toplum örgütü temsilcileri ve öğrenciler katıldı.

Programın açılışında konuşan Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, "Çevre bilinci konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla Biyoloji Topluluğu tarafından düzenlenen ‘Doğa Koruma’ konferansı dolayısıyla bir aradayız. Farklı disiplinlerden bilim insanları aramızda yer alıyor. Çevre kirliliğinin önlenmesi ve biyolojik çeşitliliğin korunması için bilinç oluşturacak birçok konuyu ele alacağız. Hepimizin bildiği gibi bu sene ülkemizde barajlardaki su seviyesi geçmiş yıllara göre çok daha düşük. Ayrıca, topraklarımız organik madde bakımından fakir. Ancak Anadolu, endemik bitki çeşitliliği açısından son derece zengin ve yerel tohumlarla tarla bitkileri, bahçe bitkileri ve orman ekosistemleri açısından dünyanın yedi önemli merkezinden biri. Türkiye, bitki gen kaynakları bakımından dünya için büyük bir öneme sahip. Orman Genel Müdürlüğü, tarihinde hiç olmadığı kadar yoğun ağaçlandırma çalışmaları yürütüyor. Devlet olarak ormanların korunması konusunda büyük bir hassasiyet gösteriyoruz. Ege Üniversitesi olarak da bu sürece katkı sunmak amacıyla Türkiye’ye model olacak bir Orman Okulu kurduk. Orman Genel Müdürlüğü ile iş birliği içinde, Ege Üniversitesi Hatıra Ormanları dahil her yıl 11 Kasım’da faaliyetlerde bulunuyoruz. Ege Üniversitesi ‘Yeşil Kampüs’ ve ‘Yeşil Üniversite’ kavramları çerçevesinde yürüttüğü faaliyetler bakımından Türkiye’de öncü konumda yer alıyor. Üniversitemiz, dünya genelinde üniversitelerin çevresel sürdürülebilirlik performansını değerlendiren GreenMetric sıralamasında Ege Bölgesinde birinci devlet üniversiteleri arasında dördüncü sırada bulunuyor. Bu yıl itibarıyla, GreenMetric’in Türkiye koordinatörü olduk. Bu anlamlı etkinliği düzenleyen Biyoloji Topluluğumuzu doğaya duyarlı yaklaşımları dolayısıyla tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum." diye konuştu.

"Doğal kaynakları sürdürülebilir şekilde kullanmalıyız"

Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kerim Çiçek "Türümüz maalesef gezegenimizle barış içinde yaşamayı beceremeyen tek canlı. Bence insan türünün evrimsel süreçte en büyük değişim tarım devrimindedir. Avcı toplumundan tarım toplumuna geçtiğimizde doğal alanları, tarım alanlarına dönüştürdük. Hızla nüfusumuz arttı. Bugün geldiğimiz noktada yapay zekâ işimizi alacak mı diye düşünüyoruz. Hala türümüzden bir kısım topluluk, bu doğal kaynakların çeşitliliğin sürdürülebilir kullanımına sıcak bakmıyor. Bu kırılma dönemleri geri dönüşü olmayan problemleri beraberinde getiriyor. Türümüzün sağlıklı bir şekilde devamı için biyoloji çeşitliliğin ve doğal kaynakların sürdürülebilir bir şekilde korunarak kullanılmasına ihtiyaç var. Bulunduğumuz çağa biliyorsunuz ki antropojen ismi verildi. Bugünkü faaliyette belki bu sürece damga vuracak dokunuşlar yapacak. Öncelikle alanında uzman konuşmacılara, Biyoloji Topluluğuna, katkı ve katılım gösteren herkese çok teşekkür ederim" dedi.

"Yeşil görmeyen gözler renk zevkinden mahrumdur"

Ege Üniversitesi Biyoloji Topluluğu Başkanı Muhammet Yıldırım, "Bugün burada doğa koruma konusunda farklı alanlardan insanları bir araya getirerek ortak bir fayda yaratmayı hedefliyoruz. Bu konferans kapsamında sadece bilimin ışığında ilerlemekle kalmayacağız, aynı zamanda hukukun, ekonominin ve sanatın doğa koruma için nasıl önemli katkılar sunduğunu hep birlikte keşfedeceğiz. Farklı pencerelerden bakarak güçlenmenin ve çözüm üretmenin yollarını arayacağız. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi, ‘Yeşil görmeyen gözler renk zevkinden mahrumdur.’ Bizler de bu anlayışla doğayı yalnızca bir kaynak olarak değil, aynı zamanda ortak bir miras olarak görüyoruz. Bu değerli etkinliğin ortaya çıkmasında emeği geçen hocalarıma ve yoğun tempoda çalışan ekip arkadaşlarıma gönülden teşekkür ediyorum" dedi.

Program kapsamında; Prof. Dr. Serdar Gökhan Şenol, Akdeniz Habitat Tipleri ve Fito Coğrafya üzerine gerçekleştirdiği sunumda katılımcılara Akdeniz bitki örtüsü ve bu bitki örtüsünün korunması hakkında bilgiler verdi. Avukat Uğur Kalelioğlu, İzmir Çevre Hareketi avukatlarının faaliyetlerinden söz ederek çevre hukukunun yasal sınırlar içerisinde nasıl uygulanması gerektiğini anlattı. Esra Başak, ekolojik ekonominin önemi ve ekosistem hizmetleri üzerine sunum yaptı. Yaban hayatı fotoğrafçısı Alper Tüydeş, nesli tehlike altında olan hayvanlar üzerine hazırladığı fotoğraf sergisini sundu. Sergi iki hafta boyunca Ege Üniversitesi MÖTBE Sergi Alanında ziyaret edilebilecek. Doç. Dr. Ortaç Onmuş, iklim krizinin hayvanlar ve özellikle kuşlar üzerindeki etkilerine değindi. Güneşin Oya Aydemir, Türkiye’de doğa koruma tarihi ve STK’ların bu alandaki çalışmalarını aktardı. Dr. Erdinç Oğur ise Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Tohum ve Gen Bankası çalışmalarını detaylı şekilde paylaştı.

Kaynak: iha