ORDU'NUN Akkuş ilçesinde, 2018 yılında 'yağma, hırsızlık ve kasten öldürme' suçlarını işlediği iddia edilen ve şu anda Elazığ T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu bulunan Mehmet Ali Çayıroğlu, Akkuş ilçesinde Hasan Bayram ve Şeker Köseoğlu'nun öldürülmesi ile ilgili yeniden hakim karşısına çıktı. Mahkeme heyeti, Çayıroğlu'na Şeker Köseoğlu'nun öldürülmesine ilişkin müebbet hapis cezası verirken, yağma suçundan ise 13 yıl hapsine hükmetti.

"Meydanda asılsın"

Kardeşinin ziyareti için geldiği Samsun'da konuşan, Şeker Köseoğlu'nun oğlu Recai Köseoğlu (50), "Dünkü duruşmada devletin vermiş olduğu cezayı yeterli bulmadım. Bu tip insanların bu tür cinayetleri işleyerek devletin yatağında yatmasını, devletin suyundan içmesini kaldıramam. En kısa yoldan idam getirsinler. Milletin gözünün önünde idam edilsin ki bir daha kimse bu işlere kalkışmasın. Cumhurbaşkanımızdan sadece idam yasasını getirmesini istiyorum. Herkesin gözünün önünde ölmesini istiyorum.

Ne günahı vardı bu insanların. Annemin ne günahı vardı. Babam öldükten sonra tek başına çocuklar yetiştirdi. 2-3 tane hayvanı var diye ne hakkı vardı annemi gasp etmeye, öldürmeye. Gönlüm istiyor ki meydanda asılsın. Bizim yüreğimize su serpilir mi? Serpilmez. Onun ölmesi bizi rahatlatmaz. En azından yaşamasın. Bizim çektiğimiz acılar artık çok ağır geliyor. Gezen ölü gibiyiz. 3 tane kardeşim var. Biz annemden sonra yaşamıyoruz. Bir farkımız yok ölüden. Hiçbir şeyden tadımız yok, tuzumuz yok" dedi.

Şeker Köseoğlu'nun kızı Naciye Çam (45) ise seri katile yardım ve yataklık edenlerin de bulunmasını istediklerini belirterek, "Biz her zaman devletimize güveniyoruz. Yardım ve yataklıklar, kimler vardı, kimler yaptırdı, bunları itiraf etmiyor hala. Müebbet aldığı halde. Biz hepsinin çıkmasını istiyoruz. Devletimizden, milletimizden, köyümüzden herkesin yardımcı olarak bu tamamen ortaya çıkarılmasını istiyoruz. İçimiz rahatlasın.

Bizim köyümüze ve milletimize ne kötülüğümüz olmuş. Özellikle köyümüzden rica ediyorum. Görerek söylemeyenlerden. Biz 2-3 senedir yanıyoruz. Gülüyoruz ama her günde ağlıyoruz. İçimiz çayır çayır yanıyor. Görerek söylemeyenler onlar da yansın. Devletimiz peşinde durdu, müebbet verdi ama içimiz ferahlamadı. Tek kişi değil zaten. Tek kişinin yapma imkanı yok. Yaşadığımız şeyler çok zor. Devletimizden tekrar rica ediyorum, müebbet verdi ama yardım ve yataklıklarını çıkarsınlar" diye konuştu.