9 Haziranda Hamburg İlçe Belediyeleri ve Avrupa Parlamentosu seçimlerini geride bıraktık ve önümüzdeki yılda iki önemli seçim bizi bekliyor: Hamburg Parlamentosu seçimleri ve Almanya Parlamentosu seçimleri.
Bugünki yazımda Hamburg 2020 seçimlerine ve buna bağlı Hamburg 2025 seçimlerine dikkat çekmek istiyorum. 2020 seçimlerinden sonra Hamburg'da hiç bir Göçmen kökenli Bakan, Müsteşar yada İlçe Belediye Başkanı olmadığı üzerine değişik yorumlar oldu.
İnsan kendi kendine soruyor, acaba “bizdemi” sorun var diye?
Hamburg nüfusunun resmi sayılara göre %40ının göçmen kökenli olduğunu görerek analizimize devam edelim. Düz hesap ile 800.000 Hamburglu göçmen kökenli. Bunların %50si seçme ve seçilme hakkına sahip oldugünü varsayarsak, potansiyelin gücü ve büyüklüğüni görmemek mümkün değildir.
Hamburg seçimlerinde Göçmen kökenli bir bakanın çıkmaması çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir. Bu durum, yerel siyasi dinamikler, parti politikaları, toplumun demografik yapısı ve seçmen tercihleri gibi unsurların birleşiminden etkilenir. İşte bu durumu açıklayabilecek bazı olası sebepler:
1. Parti Politikaları ve Aday Seçimi: Deneyim, parti içi destek, popülarite gibi faktörler, adayların seçilmesinde rol oynar. Yabancı kökenli adaylar, bu kriterler doğrultusunda yeterli desteği bulamamış olabilir.
2. Seçmen Tercihleri: Seçmenlerin oy verme davranışları, adayların etnik kökeninden bağımsız olarak, politik programlarına, deneyimlerine ve partinin genel performansına göre şekillenebilir.
3. Temsil Sorunları: Yabancı kökenli bireylerin siyasette yeterince temsil edilmemesi, çeşitli yapısal sorunlardan kaynaklanabilir.
4. Parti İçi Dinamikler: Partiler içinde etkili pozisyonlara gelmek zaman ve çaba gerektirir. Yabancı kökenli siyasetçiler, parti içinde yeterince güçlü bir konum elde edememiş olabilirler.
Sonuç itibarı ile şimdiye kadar siyasette aktif olanların ya potansiyeli yok idi ya da parti içinde durumları buna müsait değil idi. Bu durum 2025 Hamburg seçimleri içinde farklı görünmüyor.
2025de seçimleri için önümüzdeki haftalarda adaylar çalışmalara başlayacaklar. Ama 2020'de ne vaat ettiler? Neler yerine geldi? 2025 için neden yine adaylar? Ne kadar etkinler?
Mesela Göçmenler için vaat edilen müze neden yapılamıyor? Mesela Göçmen kökenli dernekleri destekleri ne şekilde gerçekleşti? Irkçılığa karşı çalışmalar ne kadar gerçekçi? Neden NSU Araştırma komisyonuna sözde bizleri temsil edenler karşı çıktı?
Kamu kuruluşlarında neden üst düzey yönetici sayısı toplumdaki göçmenlerin orantısına göre değil? Seçilen vekiller acaba bu konuda ne kadar çalışma yaptı?
Yıllarca karşılıksız güvendiğimiz ve alıştığımız seçimlerdeki tavrımızı değiştirmenin zamanı geldi ve geçiyor! İsimlere göre oy vermeyelim. Parti içinde etkisi ne kadar diye soralım. Tek tek Adaylar ne vaat edebilirler ve neyi gerçekleştirebilirer? Yani bir kaç dönemdir Vekil olunca daha mı etkin oluyorlar? En azından ben etkilerini göremedim.
Çözüm ne olabilir?
Söz sahibi olmak için partilere üye olmak önemli bir opsiyon. Ama bununla kalmamakla beraber öne sürülen göçmen kökenli vekillerin yerine partideki söz sahibi yöneticilere görüş bildirmek önemli. 60 yıldır buradayız, kendi beklentilerimizi kendimiz iletebiliriz ve bir tercümana ihtiyacımız kalmamıştır.
Şimdiye kadar partlier bir kaç göçmen kökenli aday yapar, bazıları seçilir ve bu seçilenler, geldikleri toplumlar ile özellikle görevlendirilir. Bunun kimseye bir faydasının olmadığı bariz bir şekilde ortadadır.
60 yılı aşkın bir zamandır burada olduğumuzu hatırlarsak artık “kota” uygular gibi aday belirlemek zamanı sonuna gelmiştir. Bizim gibi insanların sadece bir kotaya uygun şekilde bir yerde olması üzücü olmakla beraber ayrımcıdır.
Bundan sonra sacede kotadan vekil olmak yerine, Daire Başkanı, Senatör yada Belediye Başkanı olmak normal olmalıdır.
Murat Kaplan 11.09.2024