Aşırı sağcı AfD partisinin ciddi oy oranlarına ulaşması, geleneksel merkez sağ ve merkez sol partilerin gerilemesi siyasi dengeleri alt üst ederken, sandıktan nasıl bir koalisyon çıkacağı noktasında belirsizlik sürüyor.
Kamuoyu araştırma şirketi Forsa'nın kurucusu Manfred Güllner bu seçimin, kendi izledikleri arasında, "belirsizliğin en fazla olduğu seçim" olduğuna işaret ediyor.
Güllner, koalisyon öngörüsü yapmanın bu kadar zor olduğu bir seçime tanıklık etmediğini söylüyor.
Son anketler ne diyor?
Son anketler, merkez sağdaki Hristiyan Demokratların (CDU/CSU) yüzde 27 oy oranıyla seçimlerden birinci parti çıkacağını, aşırı sağcı Almanya için Alternatif'in (AfD) yüzde 20 ile ikinci, Sosyal Demokratların (SPD) yüzde 17 ile üçüncü ve Yeşiller'in de yüzde 12 ile dördüncü sırada olduğunu ortaya koyuyor.
Siyasi belirsizliğin nedeni ise daha küçük partilerin, Sol Parti, liberal Hür Demokrat Parti (FDP) ve sol popülist Sahra Wagenknecht İttifakı'nın (BSW) alacakları oy oranlarındaki küçük bir farkın, siyasi denklemi değiştirebilecek olması.
YouGov'un son anket sonuçları Sol Parti'nin yüzde 9 ile barajı rahatlıkla geçtiğini, diğer iki partinin ise yüzde 5'lik seçim barajını zorladığını gösteriyor.
Anket sonuçlarına göre BSW'nin oy oranı yüzde 5'te, FDP'nin oy oranları ise yüzde 4 ila 5 arasında gidip geliyor.
Siyasi hesaplar alt üst olabilir
Sınırdaki partiler seçim barajını geçebilirse, 630 sandalyeli mecliste CDU/CSU ve ve SPD'nin milletvekilleri sayısı azalacak. Koalisyon hükümeti kurma süreci daha da zorlaşacak.
Forsa kurucusu Manfred Güllner, Alman medyasına yaptığı değerlendirmede, küçük partilerin meclise girmesi halinde iki partili koalisyonun kurulamayacağına, ancak üç partili bir koalisyonun mecliste çoğunluğu sağlayabileceğine işaret etti.
Başbakanlığın en güçlü adayı CDU lideri Friedrich Merz'in hükümeti kurmak için koalisyon ortağı ile birlikte en az 316 milletvekiline ihtiyacı var.
Büyük bir sürpriz yaşanmaması durumunda, Hristiyan Demokratlar ve Sosyal Demokratların oluşturacağı koalisyon hükümeti en gerçekçi senaryo olarak öne çıkıyor. Anketler de bu sonuca işaret ediyor.
Hristiyan Demokratlar (CDU/CSU) ile Yeşiller arasındaki bir koalisyon da anketlere göre kıl payı ile çoğunluğu sağlayabilir. Ancak bu iki parti arasındaki olası koalisyonun istikrarlı bir hükümet getirmeyeceği düşüncesi ve CSU'nun Yeşiller ile koalisyona soğuk bakması nedeniyle pek bu ihtimal gerçekçi görülmüyor.
Küçük partilerden sadece Sol Parti'nin meclise girmesi, BSW ve FDP'nin barajın altında kalması durumunda, CDU/CSU ve SPD'nin yüksek oy oranlarıyla ikili bir koalisyon kurması seçeneklerden biri olmaya devam ediyor.
Ancak BSW ve FDP'nin de barajı geçmeleri durumunda, siyasi hesapların alt üst olması tehlikesi bulunuyor. En karamsar senaryolardan biri ise, Hristiyan Demokratların ikili bir koalisyon hükümeti için çoğunluğu ancak AfD ile kurabilecek olması.
Merz seçimler öncesinde AfD ile koalisyon hükümeti kurmama sözü verdiği için, burada üçlü koalisyon seçenekleri ya da azınlık hükümeti gündeme gelebilecek. Azınlık hükümeti senaryosu da bir süre sonra yeniden seçimlere gidilmesi seçeceğini zorlayabilir.
Türk adaylar için son durum ne?
Seçimlerde çoğu Sosyal Demokratlar ve Yeşiller'de olmak üzere, Türkiye kökenli adaylar da yarışacak. Seçim bölgelerinde doğrudan seçilebilecekler ve listelerde ilk sıralarda olanların sayısı yaklaşık 50 civarında.
Ancak yeni yasayla birlikte milletvekili sayısının azalacak olması, ayrıca SPD, Yeşiller'in oy oranının gerilemesinin de etkisiyle, yalnızca 15 kadar milletvekilinin seçilmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Sol Parti ve BSW'nin barajı geçmesi durumunda, Türkiye kökenli vekillerinin sayısında artış bekleniyor.
Sağcı popülist AfD'nin listelerinde yer alan az sayıdaki göçmen kökenli arasında, Türkiye kökenli iki isim de dikkat çekiyor. Bunlardan biri kendisini "Hristiyan, bir anne ve gururlu bir Alman" olarak tanımlayan 1981 doğumlu Bilge Leyla, diğeri de 1990 doğumlu Kerim Denis Erdem.