Türk toplumunun seçime katılımı ve siyasi tercihleri, hem kendi geleceklerini hem de ülkenin demokratik geleceğini şekillendirmek adına kritik bir dönemeç olacak.
Seçim, ülkenin siyasi geleceği kadar göçmenlerin durumunu da doğrudan etkileyecek. Son haftalarda sığınmacı oldukları belirlenen saldırganların neden olduğu terör olayları siyasi atmosferi giderek gererken, seçim kampanyalarında göçmen politikaları en önemli tartışma konusu haline geldi. Siyasi partilerin göçmen ve Müslüman karşıtı söylemleri de gittikçe sertleşti.
Bu bağlamda sığınmacı karşıtı aşırı sağcı parti Almanya için Alternatif Partisi’nin (AfD) yükselişi, göçmenler arasında büyük korku yaratıyor. AfD'nin alması beklenen yüzde 21 civarındaki destek, aşırı sağcı partinin Alman siyasetindeki etkisini kalıcı hale dönüştürdüğünü gösteriyor.
Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin yüzde 30'luk oy oranı ile birinci çıkacağı öngörüsü de ülkedeki geleneksel siyasi dengelerin yeniden şekillenmeye başladığını işaret ediyor.
Anketlere göre Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Yeşiller’in sırasıyla yüzde 15 ve yüzde 14 oy alacağı tahmin ediliyor. Bunları Liberal çizgideki Hür Demokrat Parti (FDP) ve Sol Parti (Die Linke) takip ediyor. Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) ise yüzde 5'lik seçim barajını aşmaya çalışacak.