Demokrasi ve Anayasa Düşmanları Aniden Demokrasi İçin Endişelenmeye Başladılar
Halifelik yanlısı İslamcıların büyük gösterilerinin endişe verici olduğunun altını çizen Yıldız, “Yaşanan bu olay gökten düşmedi. Bu, daha fazla sömürgecilik, savaş ve başarısız iç ve dış sosyal politikaların bir sonucudur. Son yıllarda özellikle Federal Hükümet, Eyalet Hükümetleri ve yetki ve sorumluluk sahibi yöneticiler, ilerici, laik ve dini alanlarda radikal olmayan birçok göçmen örgütüne kapılarını kapatmış ve önyargılı bir biçimde iş birliğini reddetmiştir. Bu örgütlerin birçoğu ve bazı durumlarda kriminalize edilmiştir,” dedi.
Kurumsal Irkçılık Devam Ediyor
Kurumsal ırkçılığın henüz aşılmadığını eleştiren Yıldız, “Göçmenlerin, Alman kökenli insanlar gibi fırsat eşitliğine sahip olması nadiren görülmektedir. Örneğin iş veya konut ararken ya da eğitim konusunda ne yazık ki ayrımcılık devam etmektedir. Ekonomik kriz ve dünya genelinde devam eden savaşlar nedeniyle insanların belirsizlik ortamında radikal İslamcıların ve aşırı sağcı güçlerin destek bulması şaşırtıcı değildir. Gençlik projeleri ve sosyal çalışmalar için ayrılan bütçelerin kesintiye uğraması, şimdiki yıkıcı sonuçlarını göstermektedir. Savaşa ve sermaye odaklarına değil, eğitime ve sosyal alanlara yatırım yapılmalıdır,” diye konuştu.
Aşırı Sağcılara ve Radikal İslamcı Güçlere Göz Yumuluyor
Sağcıların yaptığı popülist tartışmaların toplumu bölmeyi amaçladığını vurgulayan Yıldız şöyle konuştu: “Radikal İslamcı örgütleri frenlemek için şu anda yeterli yasal düzenlemeler bulunuyor. Şimdi yasaları daha da sertleştirmenin tartışılması bizi yanlış yerlere götürür. Özellikle sol güçlerin daha fazla kriminalize edilmesine yol açar. Örneğin Hamburg'da Filistin'de barış için yapılan gösterileri yasaklamak ve Berlin'de laik güçler tarafından düzenlenen bir Filistin konulu konferansı kapalı bir alanda polis tarafından bastırıp sona erdirmek, birkaç insancıl politikacı ve bilim insanının ülkeye girişini yasaklamak gibi. Ama ardından İslamcıların Hilafet gösterilerini engellemek için hiçbir aracın olmadığını iddia etmek tamamen yanlış bir yaklaşımdır. Bu, aslında sol ve laik güçlerin, eğer federal hükümet ve eyalet hükümetlerinin çizgisinde hareket etmezlerse baskı altına alınacağı ama gerçekten tehlikeli aşırı sağcılar ve radikal İslamcı güçlerin ise son tahlilde hoş görüleceği sinyalini vermektedir.”
Seküler Göçmen Örgütleri Güçlendirilmelidir
Koronayla ilgili önlemler başladığında ifade özgürlüğünün o kadar kısıtlandığına ve bunu eleştirenlerin aşırı sağcılıkla suçlandığına değinen Yıldız, “Bu durum, Ukrayna çatışmasında barış isteyip silah sevkiyatına karşı çıkanların susturulmaya çalışılmasıyla daha da yoğunlaştı. Ve son olarak Filistin'deki savaşla ilgili olarak iyice arttı. Genel olarak, federal ve eyalet hükümetleri ile bazı basın organları bu tutumlarından vazgeçmelidir. Uzun vadede seküler göçmen örgütleri güçlendirilmelidir. Kurumsal ırkçılığın önüne geçilmeli, tartışmalı görüşlere açık olunmalı, agresif dış politika sona erdirilmelidir. Aşırı sağcı ve radikal İslamcı gruplar frenlenmelidir. Medya, toplumsal bölünmeyi teşvik edecek yayınlardan kaçınmalıdır. Sosyal projelere, eğitime ve gençlik çalışmalarına yatırım yaparak toplumsal dayanışmayı ve barışçıl birlikte yaşamı teşvik etmelidir,” diye ifade etti.