İstanbul Belediye Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun önce gözaltına alınıp daha sonra tutuklanmasından sonra özellikle Saraçhane'de üst üste 7 gece düzenlenen protesto gösterilerindeki performansıyla dikkat çeken CHP Genel Başkanı Özgür Özel, DW Türkçe'ye konuştu.
İmamoğlu ve diğer belediye başkanlarının serbest bırakılarak tutuksuz yargılanmasını isteyen Özel, " Ekrem imamoğlu 'nu bıraksan kaçar mı? Ekrem İmamoğlu kaçacak olsa buna en çok Tayyip Erdoğan memnun olur. Çünkü rakip kaçmış olur. Ekrem İmamoğlu kaçmaz, Tayyip Erdoğan'ı seçim sandığına kadar kovalar" dedi.
İşte sorular ve Özel'in yanıtları:
Yorğunlaşıyor muyuz?
Bir fiziki uykunun tükenmesi kaçınılmaz, çünkü günde 3-4 saat uykunun olduğu, aynı gün, her gün aynı saatte aynı meydanda milyonlara uzun konuşmaların yapıldığı, gün içinde siyasi partilerin sivil toplumlarının, sendikaların, günde, bazı gün kırktan fazla heyetin kabul edildiği bir haftada hayatta kaldığı. 10 bin kişiyle yüzyüze görüştük. Milyonlarca kişiye ona gece hitap ettik. O açıdan bir fiziki yorgunluk var. Ama meseleye olan inancımızdan dolayı sağladığımız son derece zinde, son derece motive edici faaliyetler. Arkadaşlarım, belediye başkanlarım, Cumhurbaşkanlığı adayım hapishanesindeyken öyle bir yılgınlığa kapılmak mümkün değil. Daha yeni başlıyoruz. Yarın büyük bir başlangıç tarafından. Maltepe'de ve bundan sonra belki de dünyadaki siyasi oluşumlardan en uzun ve en zor kampanyalarından birini yürüteceğiz.
Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın boyutunda bir mezar göndermesi oldu. Bugün de MHP lideri Devlet Bahçeli'nin bir açıklaması var, sizin için "zıvanadan çıktı" diyor. Kendinizi risk altında hissedebiliyor musunuz? Endişeli misiniz?
Normal koşullar altında bir risk değerlendirme programı evrensel standartlarda muhtemelen en üst risk sınıfındayız. Ama biz Türkiye'de böyle yaşamaya alıştık. Erdoğan sürekli rakiplerini şeytanlaştırarak, bunun üzerinden kutuplaştırarak hedef göstererek siyaset yapan birisi. geçmişte, şimdi çok iyi ilişkiler içinde olduğu Sayın Bahçeli ile birbirlerine çok ağır hakaretler, birbirlerine miting meydanlarında idam ipi atacak kadar ya da birbirlerine çok ağır sözler, hakaretler devam edecek kadar gergindiler. Ama siyasetin bu sertleşmesine eğer biz teslim olursa olsun, geri adım atacak olursa, onların amacına ulaşır. Onların tüm tehditlerine rağmen biz büyük bir cesaretle toplumun önünde yerdeyiz. O nedenle alışık olmadığımız bir durum değil ama doğal mezar falan... Bunlar siyasetin dili değil, yani doğru bir şey değil bunlar. Hepimizin aileleri var, yaşlı annelerimiz var, babalarımız var, kardeşlerimiz, küçük yetişen var. Bu tabii bir siyasetçi rakibini alt edemeyeceğinince ona bütünün önünde 'senin de mezarını kazarlar'ın değişeceği geldiyse benim buna verecek bir cevabım yok artık. Ama kendi adıma korkmuyorum. Bizi sevenler ve üzülenler adına üzülüyorum.
Avrupa'nın, AB'nin tepkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
İlk parçacıklar mutlak bir sessizlik vardı. Tabii ki bu konunun diplomatik olması, Avrupa Birliği'nin bu adil yönetim ilkelerine bağlılığı, siyaseti biraz öğrenmeyi denediler diye düşünüyorum. Ama mesela dün Macron'un (Fransa Cumhurbaşkanı) açıklaması, Olaf Scholz'un (Almanya Başbakanı) partisi SPD ile bugün sabah bir Zoom toplantısında buluştuk; Lars Kingsbeil'le (SPD Eş Genel Başkanı), sevgili Lars ile. Dün Bundestag'ın (Almanya Parlamentosu) önünde SPD grubunun yapabileceği açıklama, birazdan bu salonda Avrupa Sosyalist Partisi'ni, yani Avrupa'daki sol ve sosyal demokrat partilerin çatı organizasyonu, başkanını ve heyetini kabul ediyor. Sosyalist Enternasyonel'in yaklaşımları son derece değerli, ama dünyanın otokratları ve dünyanın otoriter popülist birimleri birbirinden farklı ve birbirlerini desteklemeye devam ediyorlar. Erdoğan'ın arkadaşı Orban geldiğinde, Mudi, sonunda, Putin artık yeni yeni doğal geçmişte çok ağır sözler kendisine söylese de Trump olduğunda... Artık Trump'ın hatırına İsrail ile de iyi olduğunda falan dünyanın demokratlarının karşısında bir dünyanın otokrat özelliklerinin bir kötücül aklı var. Buna karşı dünyada demokratik bir dayanışma içinde olmak bizim hakkımızdır. Biz Türkiye'yi bir yerde şikayet etmiyoruz. Biz Türkiye'de 31 Mart seçimlerini Avrupa'nın desteğiyle kazanmadık. Ama Erdoğan bir önceki seçimlerde Türkiye'nin Rusya'ya olan doğal gaz borçlarını bir yıl erteleterek ve faturalarda büyük indirimler yaparak seçimde çok önemli bir katkı buldu. Ya da Avrupa'nın bedeniyle yalandan kavgalara tutuştu. 'Ey Merkel' dedi. Merkel'le kavga etti, vücudunda önemli bir destek buldu. Merkel'le sığınmacı politikası yaptı. Görünürde 6 milyar euro ama aşağıda antidemokratik uygulamalara sessiz kalmak, bunların hepsi gerçek. Biz desteği için çok teşekkür ediyoruz. Susanlar için de bunu üyesi. Aliye İzzetbegoviç, 'Her şeyin olup bittikten sonra düşmanlarımızın söylediği kötü sözler değil, dostlarımızın sessizliğini hatırlayamayacağımızı' diye bunu hatırlatıyorum.
Cezaevinde, gözaltında ya da tutuklu olan gençlerin istismar etiketleri var. Buna yönelik bir çalışmanız var mı?
Hem polislere hem gardiyanlara bu şekilde seslenmek istiyorum, rejim o gençler kriminel, o gençler marjinal, o gençler, tırnak içinde, vatan haini gibi çalıştırılabilir. Her biri pırıl pırıl, Türkiye'nin geleceği, dostu olan insanlar, zaten tanıdıklarında da kendi evlatlarından farklı kayıtları veya kendi gençliklerinden farklı kayıtlarını izleyenler. Ben ne polisin ne gardiyanların bu talimatlarına, bu kanunsuz emirlere uyup kötü bir muamele yapacaklarına öğrenmek istemiyorum. Konuyu çok yakından takip ediyoruz. Bu kanunsuz emirleri verenler mutlaka cezasını çekecek ama kanunsuz emre uymak da suçtur. Kötü muamele bir insanlık suçudur. Bunun peşinde bırakmayız. Buradan bir kez daha uyarıyorum. Ayrıca Mahir Polat'ın (Kent Uzlaşısı soruşturması kapsamında tutuklanan İBB Genel Sekreter Yardımcısı) bir an önce tutuksuz yargılanması gerekiyor. Bütün arkadaşların tutuksuz yargılanması gerekiyor. Bu tutukluluk tedbiri Mussoli'nin ön infaz yönteminden başka bir şey değildir. Yoksa Ekrem imamoğlu'nu bıraksan kaçar mı? Ekrem İmamoğlu kaçacak olsa bundan en çok Tayyip Erdoğan memnun olur. Çünkü rakip kaçmış olur. Ekrem İmamoğlu kaçmaz, Tayyip Erdoğan'ın seçim sandığına kadar kovalar.
Son olarak boykotun yerini buldunuz mu?
Evet. Google Haritalar'ın dağlık haritalarından boykot ettiğimiz coğrafyaların yoğunluğunu çok azalttığını görüyor, takip ediyoruz. Bizim boykot çağrımız ideolojik bir çağrı değil. Gerçi meydanda öğrencilerinin üniversitelerindeki küçük küçük işletmelerinin tükenmesi kendini yerleştiren, iktidara yakın bir zinciri protesto etmek için özellikle güç istedi ve yine geçmişteki iktidara çok finans sağlamış bir gıda şirketi, ama bu ikisinin gençlerinle yükselişiyle, bu Ülker'in adı geçmişti ve Espressolab'ın ama onun'inlerin hepsini desteklemeklere yeten bir şey yapmak, onlara. Ama bizim direnişimizi destekleyenlerin ekonomik kuruluşlarını hedef alıyoruz. Bu da ciddi bir şekilde sonuçlanıyor, gelmemeye de devam edecek. Biz de devam ediyoruz. Boykotvar.net sistemine erişim ingilizce olmuştu, şimdi erişime açıldı, oradan takip edilebilir. Yarınki mitingde de bakacağız. Canlı yayınlamayan kanallar olursa, bizi görürn, o programlananlar olursa, o serginlerin hangi firmaları var, örneğin hangi lokantaları var, hangi araçları satıyorlarmış? Bunları kartı çıkarıp vatandaşlarımıza göstereceğiz.