Almanya'da 23 Şubat'ta yapılan erken genel seçimlerin ardından müzakerelere başlayan Hristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) koalisyon sözleşmesinde uzlaştı.
Bugün Berlin'de kamuoyuna açıklanan koalisyon sözleşmesinde Türkiye'nin adı, "Dış Politika" ve "AB'nin dünyadaki rolü" olmak üzere iki ayrı bölümde geçti. Koalisyon sözleşmesinin "Dış Politika" konu başlığı altında Türkiye, "NATO içinde önemli bir stratejik ortak, AB'nin komşusu ve Ortadoğu'da etkili bir aktör" olarak tanımlanırken, kurulacak hükümetin güvenlik politikalarından göç yönetimine, jeopolitik sınamalar karşısında Türkiye ile birlikte hareket etmek istediği kaydedildi.
Devamında, "Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanlarındaki durumda esaslı bir iyileşme, bizim için merkezî bir unsurdur" ifadesine yer verildi.
Sözleşmenin "AB'nin dünyadaki rolü" başlığı altında ise AB üyeliğine aday ülkelerin durumlarına değinilirken Türkiye ile ilgili olarak, "AB ile Türkiye arasındaki ilişkiler özel stratejik önem taşımaktadır. Türkiye'nin AB'nin değerler düzeninden giderek daha da uzaklaşmasını üzüntüyle karşılamaktayız" ifadesi yer aldı.
Hızlı vatandaşlık iptal, çifte vatandaşlık kalıyor
Koalisyon sözleşmesinde göç ve uyum konularında alınan kararlara da yer verildi. Üç partinin üzerinde uzlaştığı başlıklardan biri de, kamuoyunda "turbo vatandaşlık" olarak bilinen uygulamanın kaldırılması oldu. Sadece üç yılda Alman vatandaşlığına geçişi mümkün kılan bu düzenleme, 2024 yazında yürürlüğe girmişti.
Buna karşın, çifte vatandaşlık hakkı ve beş yılda vatandaşlığa geçiş gibi reformlar korunacak.
Düzensiz göçün önlenmesine yönelik olarak bir süredir uygulanan kara sınırlarındaki denetimlere devam edilecek. CDU lideri Friedrich Merz, sözleşmenin tanıtımı için düzenlenen toplantıda yaptığı açıkamada, dış sınır koruma sistemi kurulana kadar bu uygulamanın süreceğini söyledi.
Ayrıca iltica başvurularının daha hızlı sonuçlandırılması ve düzensiz göçün önüne geçilmesi amacıyla çeşitli yasal tedbirlerin alınacağına da işaret edilen sözleşmede, Afganistan ve Suriye'ye özellikle suç işlemiş veya kamu güvenliği açısından risk oluşturan bireylerin sınır dışı edilmesinin önünün açılacağı belirtildi.
Geri dönüş programları teşvik edilirken, ülkede kalma izni bulunmayanların sosyal yardımlarında da ciddi kısıtlamalar uygulanacak.
Sözleşmeye göre sınırlı koruma statüsü alan sığınmacılar için aile birleşimi hakkı iki yıl boyunca askıya alınacak. Bu kısıtlamadan insani açıdan ağır mağduriyet taşıyan durumlar muaf tutulacak.
Sosyal yardımlar yeniden düzenlenecek
Sosyal yardım alanında da ciddi değişiklikler öngörülüyor. "Bürgergeld" olarak bilinen sosyal yardım ödeneği tamamen kaldırılarak yerine daha sıkı kuralların olduğu yeni bir temel güvence modeli getirilecek. Bu yardım, "İş Arayanlar İçin Temel Güvence" adını alacak ve sadece iş bulmak için gerekli olan süreyi kapsayacak.
İşsizliği önlemek amacıyla da tedbirler alınacak. İş arama yükümlülüklerini sürekli ihlal edenlerin yardımları tamamen kesilebilecek.
Ekonomi alanında ise vergi indirimi, enerji desteği ve yatırım teşvikleri geliyor. Küçük ve orta gelirli vatandaşlar için gelir vergisi indirimi yapılacak. Şirketler için yeni amortisman kolaylıkları getirilecek ve kurumlar vergisi 2028'den itibaren kademeli olarak beş yıl boyunca düşürülecek.