AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Zafer Sırakaya, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kolluk güçleri ve adalet sistemiyle bu tür suçlarla mücadele konusunda rüşdünü ispatlamıştır" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Zafer Sırakaya, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) soruşturmasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Sırakaya, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na ve bazı belediye çalışanlarına yönelik yürütülen soruşturma neticesinde Ekrem İmamoğlu’nun önce gözaltına alınıp daha sonra tutuklanmasıyla başlayan süreçte ana muhalefet partisinin kamuoyunu sürekli manipüle ettiğini üzülerek takip ettiklerini belirtti. Siyaseti anlık, günlük gelişmeler üzerine kuran siyasal sistemlerin asla başarılı olamadığını vurgulayan Sırakaya, "CHP’nin günlerdir verdiği refleksi de anlamakta güçlük çekiyoruz. Kamuoyunda dolaşan iddialara cevap vermek yerine, daha yargılaması bile başlamayan bir dava dosyası üzerinden böylesine bir yaygara koparılması başta demokrat CHP seçmeni olmak üzere tüm milletimizi üzmektedir" ifadelerini kullandı.
Siyasi partiler ve kamuya mal olmuş siyasi figürlerin aklı selim ile hareket etmek zorunda olduğunu söyleyen Sırakaya, "Kitlelerin kendilerine ve partilerine olan inancı, güveni ve samimiyeti devletleri ile karşı karşıya getirmek için kullananların sonu siyasi tarihin karanlık sayfaları olacaktır. Başta göz bebeğimiz olan gençlerimiz olmak üzere bu mübarek Ramazan günlerinde vatandaşlarımızı özellikle sosyal medyada gayet profesyonel ve üzerine çalışılmış isnat-iddialarla provoke etmek başta CHP olmak üzere hiçbir siyasi partiye, oluşuma, düşünceye ve kişiye yakışmaz" değerlendirmelerinde bulundu.
Bir şahsın gözaltına alınması, tutuklanmasının onun suçlu olduğunun kanıtı ya da göstergesi olmadığını aktaran Sırakaya, "Hakkındaki suçlamalarla ilgili henüz bir mahkûmiyet kararı olmayan bir isim için başta büyükşehirlerimiz olmak üzere tüm sokakların provoke edilmesi akıl, mantık ve eşyanın tabiatına aykırıdır. Adalete olan güvenimiz sorgulanamaz ve bize göre suçu ispatlanana kadar herkes masumdur. Bu anlayışla ortada 16 milyon İstanbullu vatandaşımızı dolaylı olmak üzere necip milletimizi ilgilendiren ’çıkar amaçlı bir suç örgütü’ iddialarını yakından takip ediyor, kitlelerin ve CHP’ye gönül veren vatandaşlarımızın hassasiyetlerini düşünerek kamuoyunu doğru bilgilendirme çabası güdüyoruz. Henüz mahkemesi bile başlamayan suç örgütü ve failleri ile ilgili manipülatif ifadeler toplumun huzurunu kaçırmaktadır" dedi.
Kamuoyunda ve muhalif basında soruşturmanın ‘gizli tanık’ ifadelerine dayandırıldığı söyleminin tamamen yersiz-haksız ve doğrulardan uzak bir ifade olduğuna dikkat çeken Sırakaya, "Bu algıyı oluşturanların milletimizden gizledikleri şey, soruşturma dosyasında sadece gizli tanık iddiaları değil, iddiaların maddi karşılığı ve bu maddi karşılıkların somut delillere dönüştürülmüş halinin olduğudur. Soruşturmanın, sadece gizli tanık ifadelerine dayandırılmadığı toplamda 25’i bulan tanıklardan yalnızca birkaçının gizli tanık niteliğinde olduğu ve tanıkların tamamına yakınının İBB çalışanları veya bu kimselerle yakın ilişki içerisindeki kişiler oldukları anlaşılmıştır. Soruşturmada, MASAK raporları, teknik takip ve baz karşılaştırmaları, İçişleri Bakanlığı tevdi raporu ile toplamda 25 tanığın ifadeleri gibi bir dizi delillerle ortaya konulduğu açık kaynaklarda açıkça ifade edilmektedir. Türkiye bu yolsuzluk soruşturmasıyla birlikte belki de ilk defa ulusal güvenliğimizi tehdit edecek çok tehlikeli akılalmaz bir vurgun-soygunla da tanışmıştır" açıklamalarında bulundu.
"16 milyon İstanbullunun kişisel verilerinin satılması bile başlı başına bir skandal ve suçtur"
İBB Başkanı ve üst düzey yöneticilerinin 16 milyon İstanbullu vatandaşın kişisel verilerini hukuka aykırı şekilde ele geçirdiği, KVKK’ya aykırı olarak kullandığı, yaydığı hatta sattığı savcılık makamının iddiaları arasında olduğunu ifade eden Sırakaya, "16 milyon İstanbullunun kişisel verilerinin satılması bile başlı başına bir skandal ve suçtur. Bu arada soruşturma kapsamındaki hedef şahıslardan 9’unun oldukça profesyonel ve sofistike yöntemlerle yardım alarak kaçırıldıklarının tespit edilmesi de oldukça manidardır. İBB ve iştiraklerine yönelik yolsuzluk soruşturmasında çıkar amaçlı bir organize suç örgütünün varlığı ortaya çıkmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kolluk güçleri ve adalet sistemiyle bu tür suçlarla mücadele konusunda rüşdünü ispatlamıştır. Kolluk güçlerimizle birlikte adalet sistemimizin Türkiye’de terör ve çıkar amaçlı suç örgütlerinin palazlanmasına, dün olduğu gibi bundan sonra da asla izin vermeyeceğine olan inancım tamdır" ifadelerini kullandı.