Türkiye'de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasıyla tırmanan siyasi gerilim, tüm dünyada yakından izleniyor.

İmamoğlu'nun üniversite diplomasının iptali ile başlayan süreci yakından takip eden uluslararası haber ajansları, Türkiye genelindeki gösterileri, gazetecilere yönelik gözaltı dalgasını ayrıntılı haberlerle abonelerine duyuruyor.

Dünya başkentleri de Türkiye'de siyasi muhalefete,protesto ve basın özgürlüğüne artan baskıyı Ankara büyükelçilikleri ve İstanbul başkonsoloslukları aracılığıyla an be an izliyor.

Yaşanan gelişmelere en sert tepkiyi gösteren ülkeler Almanya ve Fransa oldu. Avrupa kentlerinin belediye başkanları video mesajlarıyla İmamoğlu ile dayanışma açıklarken, Türkiye'nin üyesi olduğu Avrupa Konseyi'nden ve tam üye olmak istediği Avrupa Birliği'nden (AB), AKP Hükümeti'ne art arda çağrılar yapılıyor.

Almanya: Türk büyükelçisine Berlin'de tepki ve beklentiler iletildi

Türkiye, uzun bir aradan sonra yeniden Alman hükümetinin haftalık olağan basın toplantılarının gündemine damgasını vuruyor. Hükümet sözcülerine İmamoğlu'na yönelik operasyon, muhalefet ve basına artan baskılarla ilgili sorular yöneltiliyor.

Hükümet Sözcüsü Steffen Hebestreit, bugünkü basın toplantısında Türkiye'deki gelişmeleri "büyük endişeyle" takip ettiklerini söyleyerek "İstanbul Belediye Başkanı İmamoğlu'nun tutuklanması ve görevden uzaklaştırılması kesinlikle kabul edilemez ve şimdi hemen bu gelişmeler şeffaf bir şekilde açıklığa kavuşturulmalı" açıklamasını yaptı.

Alman hükümeti olarak son yıllarda AB ile Türkiye arasında iyi ilişkiler kurulması için büyük çaba sarf ettiklerine vurgu yapan Hebestreit, "Son gelişmeler Türkiye'deki demokrasi için olduğu kadar bu ilişkilerin daha da geliştirilmesi için de kötü bir işarettir ve bu bağlamda sürecin çok hızlı ve şeffaf bir şekilde açıklığa kavuşturulmasını umuyoruz" dedi.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Christian Wagner ise bugün sabah Alman Dışişleri Bakanlığı'nda Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Gökhan Turan ile bir görüşme gerçekleştirildiğini açıkladı. Büyükelçiye bu görüşmede Alman Hükümeti'nin Türkiye'deki son gelişmelere ilişkin tepki ve beklentilerinin iletildiği belirtildi.

Bu arada Hükümet Sözcüsü Steffen Hebestreit, son gelişmelerin Türkiye'ye savunma ihracatının durdurulması gibi sonuçlar doğurup doğurmayacağı yönündeki soruyu da yanıtladı. Hükümet sözcüsü, bu aşamada Türk hükümetine talep ve beklentilerini ilettiklerini söyleyerek, "Bu talebin nasıl ele alındığını görmemiz gerekiyor. Daha sonra kendimize daha fazla sorular sormamız gerekebilir" dedi.

Bir gazeteci Hükümet Sözcüsü Heberstreit'e "Demokratik ve yapısal olarak, Putin tarafından tutuklanan önde gelen muhalif liderlerden Navalni (Rusya'da tutulduğu cezaevinde hayatını kaybeden Rus muhalif lider Aleksey Navalni) ile hukuki araçlar kullanarak en önemli muhalif lideri bertaraf eden Erdoğan sistemi arasındaki fark nedir?" sorunu yöneltti.

Hebestreit, "Bu denli tarihi benzetmeler yapacak kadar yetkinliğe sahip değilim, siz çok daha yetkinsiziniz" diyerek, Türkiye'den hukuk devletine uygun bir süreç beklentisini yinelemekle yetindi.

Bir diğer gazetecinin "Alman hükümeti Navalni için yaptığı gibi, İmamoğlu'nun serbest bırakılmasını mı talep ediyor?" sorusuna ise Hebestreit, "Diyeceklerimi dedim" yanıtını verdi.

Bu arada Dışişleri Sözcüsü Wagner'e protestoculara ve gazetecilere artan baskının Türkiye'ye seyahat tavsiyelerinin güncellenmesine yol açıp açmayacağı da soruldu.

Wagner, gelişmeleri izlemeye devam ettiklerini, gerekli görüldüğü takdirde geçen hafta yapıldığı gibi güncellemelerin yapılacağını söyledi.

Kavga Ukrayna'ya pahalıya patladı. Kavga Ukrayna'ya pahalıya patladı.

Alman Hükümeti, İmamoğlu hakkındaki tutuklama kararı sonrasında yaptığı açıklamada "Muhalefetteki siyasetçileri ve protestocuları hapsedenler, demokrasiye zarar veriyor" ifadelerine vurgu yapmıştı.

Dün Dışişleri Bakanlığı tarafından paylaşılan açıklamada, "Önde gelen muhalif siyasetçi Ekrem İmamoğlu'nun hapse atılması Türkiye demokrasisi için ağır bir gerilemedir. Siyasi rekabet mahkemeler ve cezaevleri üzerinden yürütülemez. İddiaların en kısa sürede şeffaf bir şekilde açıklığa kavuşturulmasını ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayalı bir yargılama yapılmasını bekliyoruz. Aynı şey gözaltına alınan protestoculara yönelik suçlamalar için de geçerlidir" denildi.

Açıklamada ayrıca gelişmelerin Türkiye ile ilişkilerde de belirleyeci olacağına da, "Hukukun üstünlüğü ve demokratik ilkelere riayet, Türkiye ile ilişkilerimizde temel bir unsur olmaya devam etmektedir, bu gerek ikili düzeyde gerekse AB ile Türkiye ilişkiler için geçerli" ifadeleriyle dikkat çekildi.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, İmamoğlu'nun gözaltına alınması sonrasında, görev süresi boyunca hiç olmadığı kadar sert bir tonda açıklama yapmış, gelişmelere tepki göstermişti.

Brüksel'deki AB Liderler Zirvesi'ne giriş sırasında yaptığı açıklamada Scholz, son yıllarda Avrupa ve Türkiye arasındaki ilişkileri geliştirmek için büyük çaba sarf ettiğini anımsatmış, "Bu nedenle, böylesine önemli bir muhalif siyasetçinin, İstanbul Belediye Başkanı'nın tutuklanması çok ama çok kötü bir işarettir" demişti.

Gelişmelerin, Türkiye'deki demokrasi ve özellikle de Avrupa ile Türkiye arasındaki ilişkiler için "çok kasvetli" bir durum yarattığına vurgu yapan Scholz, "Siyasi muhalefet yargılanamaz" sözlerinin altını çizmişti. Almanya

Başbakanı Scholz ayrıca sosyal medya hesabından da bir açıklama paylaşmış, İmamoğlu'na yönelik operasyon hakkında "Bu hem Türkiye demokrasisi hem de ilişkilerimiz için iç karartıcı" ifadelerini kullandı.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da 19 Mart'ta, Beyrut ziyareti sırasında Türkiye'deki gelişmelere tepki gösteren bir açıklama yayımladı. Baerbock açıklamasında "Muhalif siyasetçiler için alanların gittikçe daraldığını görebiliyoruz. Bu konuyu geçen yaz Berlinde Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu ile konuşmuştum. Elbette Türk hükümeti ile yaptığımız görüşmelerde, halk tarafından seçilmiş temsilcilerin haklarına saygı gösterilmesi görüşmelerimizin her zaman bir parçası olmuştur. Bu işleyen bir hukuk devleti için esastır. Türk hükümeti demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine bağlı kalacağını taahhüt etmiştir. Buna uymasını bekliyoruz" sözlerini kaydetti.

Geçen hafta, İmamoğlu'nun gözaltına alınması üzerine gazetecilerin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sebastian Fischer de sert bir açıklama yapmıştı. Fischer, İmamoğlu ile birlikte çok sayıda kişinin gözaltı alınmasını "Türkiye demokrasisine indirilmiş ağır bir darbe" olarak nitelendirerek  "Bizim için demokratik ve hukuk devleti ilkelerine riayet edilmesi işleyen bir demokrasinin temel şartı" dedi.

Türkiye'de halk iradesine saygı duyulması gerektiğine vurgu yaparken Fischer, İmamoğlu'nun demokratik meşruiyete sahip seçilmiş bir belediye başkanı olduğu konusunda şüphe bulunmadığını belirterek, yaşanan gelişmelerin Türkiye'nin AB'ye aday ama aynı zamanda da Avrupa Konseyi üyesi olarak uymaya taahhüt ettiği demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine bağlılığı bakımından endişe verici olduğunu kaydetti.

Fransa: Demokrasiye ciddi saldırı

Fransız hükümeti ise yaşanan gelişmeleri "demokrasiye ciddi saldırı" olarak nitelendiriyor.

Fransa Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun ve diğer birçok tanınmış ismin tutuklanması, demokrasiye yönelik ciddi bir saldırıdır" ifadeleri yer aldı, Fransa'nın bu konudaki "derin endişesini" yinelemekte olduğu belirtildi.

"Muhalefetin seçilmiş temsilcilerinin haklarına saygı, gösteri ve ifade özgürlüğü, hukukun üstünlüğünün temel taşlarıdır" ifadelerine yer verilen açıklamada, Avrupa Konseyi üyesi ve AB'ye aday bir ülke olarak Türkiye'nin bu alanlarda taahhütleri bulunduğu anımsatıldı, "Bu taahhütlere saygı, ilişkilerimizde ve Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerde, merkezi bir unsurdur" denildi.

Fransa, İmamoğlu'nun gözaltına alınması sonrasında da bir açıklama yapmıştı. "Gelişmelerden derin endişe duyulduğuna" dikkat çekilen açıklamada "Gelişmelerin Türkiye demokrasisi açısından ağır sonuçlar doğurması muhtemeldir" vurgusu yapıldı.

ABD: Türkiye'nin özgürlükleri ve insan haklarını koruması önemli

Trump yönetiminin Türkiye'deki gelişmeler hakkında Avrupa ülkelerinden farklı olarak resmi bir açıklama yayımlamadı.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, 21 Mart Cuma günü basın toplantısında kendisine yöneltilen sorular üzerine gelişmeler hakkında Trump yönetiminin değerlendirmesini paylaştı. 

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, İmamoğlu'na yönelik operasyon hakkında kendisine yöneltilen soruyu, "Öncelikle, tahmin edebileceğiniz gibi, İstanbul Belediye Başkanı ve çok sayıda belediye çalışanı, gazeteci ve diğer kişilerin gözaltına alındığı haberleri de dahil olmak üzere Türkiye'deki olayları takip ediyoruz" diyerek yanıt vermeye başladı.

Yargılama süreçlerine ilişkin soruların Türk hükümetine yöneltilmesi gerektiğine işaret eden Bruce, "Gayet tabii ki şunu yinelemekte fayda var: Türkiye'nin, Anayasasına uygun ve ortak değerlerimiz ile demokratik geleneklerimizle uyumlu olarak tüm vatandaşlarının özgürlüklerini ve insan haklarını koruması önemli" diye konuştu.

Bruce'a ayrıca "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başlıca siyasi rakibi, bir terörist gruba yardım ederek yolsuzluk yaptığı suçlamasıyla gözaltına alındı. ABD'nin bu konudaki tutumu nedir? Herhangi bir endişeniz var mı?" sorusu yöneltildi.

Sözcü, bu soruyu şu ifadelerle yanıtladı: "Türkiye'yi insan haklarına saygı göstermesi ve süreci kendi iç işleyişini uygun bir şekilde yönetmesi konusunda teşvik ederiz. Ama evet, bir başka ülkenin karar alma süreci, iç karar alma süreci hakkında yorum yapmayacağız, ancak Türkiye'den tüm vatandaşlarının haklarına saygılı bir şekilde davranmasını beklediğimizi hatırlatmak isteriz. Bence bu oldukça açık."

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Salı günü Washington'a resmi ziyaret gerçekleştirmesi, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile bir araya gelmesi öngörülüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İmamoğlu'nun diplomasının iptali ile başlayan süreç öncesinde, 16 Mart'ta ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmüş, Türk basınında yer alan haberlerde Erdoğan'ın Nisan ayında Washington'u ziyaret etmek istediği haberleri yer almıştı. Fidan'ın Erdoğan'ın ziyaretinin ön hazırlığı için Washington'a gidiyor olabileceği belirtilirken, görüşmelerde Türkiye'de iç siyasette yaşanan gelişmelerin ele alınıp alınmayacağı merak ediliyor.

AB: Tam şeffaflık ve kanunlara uyum çağrısı

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, İmamoğlu'nun gözaltına alınmasını "endişe verici gelişmeler" olarak değerlendirirken, AB'nin Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Komiseri Marta Kos ortak açıklama yaparak, aslından yılın başından itibaren Türkiye'de yaşanan gelişmelerin soru işaretlerine yol açtığına dikkat çekti.

"Yılın başından itibaren seçilmiş temsilciler, siyasi aktivistler, sivil toplum ve iş dünyası temsilcileri, gazeteciler ve diğerlerine yönelik tutuklama ve suçlamaların Türkiye'nin köklü demokratik geleneğine bağlılığına ilişkin soru işaretlerine yol açtığına" vurgu yapılan açıklamada, şu ifadeler yer aldı:

"AB, Türk makamlarına tam şeffaflık sağlamaya ve sürecin kanunlara uygun bir şekilde yürütülmesine çağrı yapmaktadır. AB'ye aday bir ülke ve Avrupa Konseyi'nin uzun süreli bir üyesi olarak Türkiye'nin en yüksek demokratik standartları ve uygulamaları uygulaması beklenmektedir. Temel haklara saygı ve hukukun üstünlüğü AB'ye katılım süreci için şarttır. Bu hususlar AB-Türkiye ilişkilerinin ayrılmaz bir parçası olmaya devam edecektir."

Avrupa Komisyonu ayrıca bugün Türkiye'ye "demokratik değerlere sahip çıkma" çağrısı yaptı.

Komisyon sözcüsü Guillaume Mercier gazetecilere yaptığı açıklamada "Türkiye'nin Avrupa'ya bağlı kalmasını istiyoruz, ancak bunun için demokratik norm ve uygulamalara açık bir bağlılık gerekiyor" dedi.

Avrupa Parlamentosu milletvekilleri, siyasi grup temsilcileri, siyasi gruplar da art arda açıklamalarla "Halk iradesine darbe" sözleriyle gelişmeleri kınadı.

Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, "Mevcut Türk makamlarının otoriter aşırılığının bir başka endişe verici örneği" olarak nitelendirdiği gelişmeler için "Tamamıyla otoriter bir devlete doğru tam hız gidiliyor" dedi.

Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi Başkanı Kata Tütto ise yaptığı açıklamada yargı süreçlerine ilişkin herhangi bir pozisyon almamakla birlikte, yerel demokrasinin temel ilkelerini, hukukun üstünlüğünü ve seçilmiş yerel makamların özerkliğini savunmaya devam ettiklerini vurguladı.

"Seçilmiş bir belediye başkanının tam bir şeffaflık ve yargı süreci olmaksızın yargı müdahalesi yoluyla değiştirilmesi, demokratik standartlar ve siyasi özgürlükler konusunda ciddi soru işaretleri yaratmaktadır" ifadelerine vurgu yapan Tütto, sözlerini şöyle tamamladı:

"Belediye Başkanı İmamoğlu ve onu demokratik bir süreçte seçen İstanbullularla dayanışma içindeyiz. Halkın sesine saygı gösterilmeli. Yerel demokrasi demokratik toplumların temel taşıdır ve bunu zayıflatmaya yönelik her türlü girişim sadece yerel yönetişimin değil daha geniş demokratik dokunun da altını oyar."

Avrupa Konseyi: Demokrasiye saldırı, derhal serbest bırakılsın

İmamoğlu'nun tutuklanmasına Türkiye'nin üyesi olduğu Avrupa Konseyi'nden de tepkiler ve uyarılar geldi. Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Başkanı Marc Cools açıklamasında İmamoğlu'nun tutuklanmasını "demokrasiye saldırı" olarak nitelendirirken, "derhal serbest bırakılması" çağrısını yaptı.

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) de geçen hafta İmamoğlu'nun "derhal serbest bırakılması" için çağrıda bulunurken açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Bu son tutuklamaların siyasi amaçlı olduğu ve Sayın İmamoğlu ve diğer tutuklu siyasetçileri demokratik yollarla seçen halkın iradesine aykırı olduğu görülmektedir. Sayın İmamoğlu'nun cumhurbaşkanı adayı olmasını engelleyerek, aynı zamanda Türkiye'deki muhalefeti sindirmeyi ve engellemeyi ve Türk vatandaşlarının özgür siyasi tercihlerini kısıtlamayı amaçlamaktadırlar."

Bu arada Avrupa'nın neredeyse tüm başkentlerinin ve çok sayıda kentinin belediye başkaları da art arda açıklama ve sosyal medya paylaşımlarıyla İmamoğlu'na destek açıkladılar.

Rusya: İç meselelere karışmayız

Siyasi analistler, son gelişmeler nedeniyle Türkiye'nin artık otoriter Rusya'ya dönüştüğü değerlendirmesini yaparken, Moskova'nın Türkiye'deki gelişmeler konusunda yaptığı açıklama şaşırtmadı.

Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, CHP'li İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasıyla başlayan süreç hakkında kendisine yöneltilen soruları yanıtlarken,"İnsanların bize nasıl yaşamamız gerektiğini söylemesinden hoşlanmadığımızı her fırsatta dile getirmişizdir. Biz de başka insanların iç meselelerine asla karışmayız" dedi.

Yunanistan: Hukuk devleti ve özgürlüklerin baltalanması hoş görülemez 

Bugün bir açıklama da Atina'dan geldi. Yunanistan Hükümet Sözcüsü Pavlos Marinakis, komşu ülke Türkiye'deki gelişmelerin kaygı verici olduğunu söyledi. 

İmamoğlu'nun tutuklanması ile yaşanan gelişmeleri değerlendiren sözcü, "Hukuk devleti ve sivil özgürlüklerin baltalanması hoş görülemez" diye konuştu. 

"Ankara'nın temel ilke ve değerlerin ihlali ile ilgili olarak ikna edici yanıtlar vermesi gerekeceğine" vurgu yapan Marinakis, mevcut gelişmelerin Yunanistan Başbakanı Kiryakos Mitsotakis ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısının gerçekleşmesini de zora sokabileceği uyarısında bulundu. 

Kathimerini gazetesi bu toplantının 8 Nisan'da düzenlenmesinin öngörüldüğünü duyurmuştu.

Kaynak / dw