Bugün ilk kez, Gazetemizin ikinci sayısından itibaren sizlere sunmak istediğimiz hizmet "MANŞET ABLA" köşemiz olacaktır.
Bu fikrimizin arkasındaki konseptimizi sizlere biraz olsun tanıtmak istiyoruz. Aslında fazla söze de gerek yok, çünkü "MANŞET ABLA" hitabını okuduğunuzda şüphesiz hemen aklınıza gelen "Güzin Abla" çağrışımı olmuştur diye düşünüyoruz.
Evet, Türk basınından toplumuna mal olmuş, yıllar boyunca 7’den 70`e, bir çok ınsanı bir çok ko-nuda bilgilendirmiş ve cevaplarını seve seve okuduğumuz namı değer „Güzin Ablamızın“ (Güzin Sayar) çizgisini ancak kendisinden „el alan“ kızı Feyza Algan sürdürebilir tabiki. Kendisini rahmetle anıyoruz, kızına başarıların devamını diliyoruz.
Kopya tabiki kesinlikle söz konusu olamaz ve namümkün, fakat Soru Cevap tarzın arkasındaki insan yaşatır köşenin içeriklerini diye düşünüyoruz.
Bizler artık 50 yıldan fazla Almanyada kök salmış, uzun yıllardır ve 3-4 nesildir yurdumuzdan uzak yaşayan Türk bayrağından gelen insanlarımızın soru ve sorunlarının tüm boyutları ile anlayabilecek, kendisi de Almanyadaki insanlarının arasında büyümüş, „sizden bizden biri“ olduğu için halden anlayan ve bir çok alanda profesyonel uzmanlığı olan biridir bizim MANŞET ABLA.
Sizlere vereceği cevapları, gösterebileceği çözüm tavsiyeleri, yazacağı konularda alacağınız cevaplar ile belki kendinizi daha yakın, daha özleşmiş ve daha çok empati kurabilmiş, size ciddi ciddi hitap ediyor ve Almanyadaki hayatınıza dair pratik çözüm yolları sunuyor olabilir diye umut ediyoruz.
Peki, MANŞET ABLA kimdir ve sorularını-za cevap verebilecek, size kalifiye bilgi verebilecek kadar vasıfları nedir?
„Kime soru soruyorum ben burda“ diye bilmek ister elbet her derdini açacak insan, bunu bilmek ke-sinlikle hakkınızdır! Neticede fiilen görmediğiniz biri, hakkında hiç birşey bilmediğiniz bir insan. Manşet Abla açık kimliğini tabiki açıklamadan, sizler icin kendisi hakkında bir mecazi resim çizmek icin verebileceği şahsi bilgileri sunlar: 56 yaşında bir Türk bayanı, 2 çocuk annesi, 54 yıldır Almanyada yaşayan, Ana okuldan Üniversiteye dek tüm Eğitimini Almanyada tamamlamış (Alman edebiyatı, Pedagoji ve Psikoloji alanında bir Alman Üniversitesinde Master yapmış, daha sonra Hagen şehrindeki açık öğretim Üniversitesinden „Mediator“ ünvanını almış), yaklaşık 30 yıldır ve halen bir devlet dairesinde süren meslek hayatında herdaim „insan ilişkileri“ konularında çalışan bir bayan bizim Manşet Ablamız.
Peki, MANŞET ABLA`ya ne gibi sorular sorabilirsiniz?
7’den 70`e, size ait ve Almanyadaki hayatınız ile ilgili her konuda sorabilirsiniz. Örnek konular: ÇOCUKLARIMIZIN (OKUL) EĞİTİMİ, GENÇLERİMİZ, KADINLARIMIZ, AİLE İÇİ ŞİDDET, AİLE YAPILARIMIZ VE DEĞERLERİMİZ, PSİKOLOJİK SORUNLAR, SAĞLIK SORULARI, ALMANYADAKİ YASALARLA ve MAKAMLARLA ALAKALI SORULARIMIZ, KÖTÜ BAĞIMLILIKLAR (Madde, Bahis vs.), İNSAN İLİSKİLERİMİZ, İŞ HAYATIMIZ vs.vs. O kadar çok konu var ki ha-yatlarımızın içinden. Sizi Almanyada hangi konu ilgilendiriyorsa, hangi sorun sizi şu an acıtıyorsa buyrun yazın. Tüm bu konu başlıklarına sığdırabileceğiniz konular olabileceği gibi sizlerde konu ekleyebilirsiniz. Şahsi olarak tek başınıza içinden çıkamayacağınızı sandığınız soru ve sorunlara muhakkak bir yol gösterici cevabı veya profesyonel yardım alabileceğiniz merci tavsiyesi alabilirsiniz diyoruz. Ölümden başka herşeyin çaresi vardır bu dünyada. Amma velakin, en olumlu şekilde veya beklediğimiz gibi olmasada bazen çözümler, var işte bir çaresi! Yeterki biz ekip olarak aldığımız pozitif enerjiyi sizde almak isteyin Manşet Ablamızdan.
Peki, MANŞET ABLA`ya hangi yoldan, nasıl soru sorabiliriz?
E-Mail adresi: [email protected]
Bu kadar basit! Buraya E-Mail atabilir ve lütfen sadece yazılı olarak soru sorabilir ve sorunlarınızı an-latabilirsiniz. Gelen E-Maillerin arasından gazetemizin gelecek baskılarında seçme bir buket soru-cevaplar bulabileceksiniz MANŞET ABLA köşemizde. Tabiki MANŞET ABLA`ya yazan şahısların asla açık isim, şahsi bilgiler vs. gazetemizde yayınlanmıyacaktır ve herdaim koruma altında kalacaktır. Gazetede yayınlanan yazıların ve sahipleri ano-nimize edilmiş şekilde tanımlanacaktır. Bunu okurlarımıza güven çerçevesinde kesinlikle temin ediyoruz. „Yok, benim sorumun cevabı gazetede yayınlanmasın, sadece E-Mail olarak cevap almak istiyorum“ diyorsanız halen, bunu özel olarak belirtiniz lütfen.
Daha henüz yayına girmeden bile yakın çevremizden bir soru geldi. Sizlere sunuyorum:
Soru - (Hamburgtan A. Y.):
Benim 3, 7, 10 ve 12 yaşında dört çocuğum var. Hepsi okula ve Kindergartene gidiyorlar. Eşim çalışıyor, çocuk parasıda alsak kıra masrafları falan derken ancak kendi yağında kavrulan bir aileyiz, halimize 1001 şükür. Benim sorunum çocuklarım, özellikle en büyüğü sürekli arkadaşlarına bakarak para harcamak istiyor, onu bunu çok şey istiyor. Büyük istekler (Handy, Elektronik şeyler), günlük harçlıklar, istekleri hiç bitmiyor hatta gün be gün artiyor vallahi, sürekli evde kavga başladı. Hele ki Corona zamanında bol bol internetten siparişe başladı bü-yüğüm. Çocuklarımın kimseden geri kalmasını istemem ama dardayım, ne kadar kendimden kıssamda para yetiştiremiyorum onların isteklerine. Büyüğüne versem öbürleri hak talep ediyor sürekli ona verdin bizde isteriz diye. Evimizde huzur kalmadı, çünkü eşimden gizlemeye çalisiyorum ama başımızda Corona var malumunuz, nereye kadar. Eşimin haberi olunca çaresizlikten kavganın sonu hep dayak, içim yanıyor kocam çocukları dövünce ama bisey yapamıyorum. Nasıl çıkcam ben bu işin içinden?
Cevap MANŞET ABLA:
Herşeyden önce üzüldüğüm eşinizin çocukları dövmesidir. Bu cok ama cok yanlış ve sadece eşinizin çaresizlik belirtisidir. Çocukları ile nasıl baş edeceğini bilmediği için son çaresi bağırıp çağırıp çocukları dövmek. Lütfen eşinizle konuşun ve şiddetin asla doğ-ru olmadığını ve çözüm getirmiyeceğini anlatmaya çalışın kendisine, hatta daha kötü sonuçlara yol açacağı barizdir! Gelelim asıl sorununuza: Görebildiğim kadar sözü geçen şiddet, Çocukların para ile ilişkisi ile alakalı problemlerin devamında ortaya çıkıyor. „Çocuklar büyüdükçe sorunlarda büyürmüş“ diyen atalarımız boşuna dememiş.
Insanlarımıza çocuk yaşta bile para ile baş etmelerini öğretmek gibi bir kavramımız YOK Türk top-lumu olarak. Hepimiz kendimizden biliriz, dondurma şeker gibi ufak şeyleri anneden bisiklet teyp falan gibi büyük şeyleri hep babadan isterdik „anne alsana, baba alsana bana“ diye ne kadar ısrar gücümüz var-sa artık. Seri harçlık diye bir kavram yoktur bizde, parayı bulan bakkal dükkanda soluğu alırdı. 3 kuruşta bulsak aynı, 50 kuruşta bulsak ayni. Eh normal tabiki, çünkü bizlere para ile nasıl baş edilir öğretmediler. Bayram harçlıkları ile bayram eden ço-cukluklar yaşadık türk kültüründe. Oysa yaşadığımız Alman toplumuna veya başka avrupa kültürlerine baktığımızda, çocuk ufak yaştan itibaren para ile baş etmesini öğretiliyor çocuklara. Sistemli ve seri bir harçlık, TASCHENGELD, veriliyor aileleri tarafınca bu cocuklara. Hatta Alman devleti ve sosyal kurum ve kuruluşlar tarafınca her yıl açıklanan TASC-HENGELDTABELLE 2021 gibi kilit sözcüklerle Google`den tavsiye edilen miktarlara bir göz atabilirsiniz. Orda önerilen miktarlar ne kadar bizim insanımızın kültürel bolluğu ve cömertliği ile adapte olabilir, orası başka bir soru tabiki. Neticede Anne ve baba belirler çocuğuna vereceği harçlığın miktarını, buna siz karar vereceksiniz! Bu tabiki ailenin büt-çesine, çocuk sayısına vs. gibi etkenlere endekslidir ve her ebeveynin özel kararıdır.
Hepsini birer öneri olarak alabilir ve anne baba ara-larında konuşarak bu miktarı belirliyebilir. Haftalık harçlık verilmesi neden tavsiye ediliyor? Çünkü çocuk daha olayın başındadır, 30 gün boyunca maddi dengeyi hemen başaramıyabilir, ki bunu başaramayan nice yetişken insan bile var. Bu yüzden 7 gün belirli bir miktar para ile idare etmek çocuk için daha makul bir zamandır.
Şahsen size verebilecegim öneri formülü şudur. Çocuğunuzun yaşının yarısını haftalık verebilirsiniz. Örneğin 7 yaşındaki bir çocuğa 3.5 Euro gayet uygun miktardır. Ve en önemlisi çocuk doğum gününden doğum gününe 50 Cent artış/zam görür, hem para-da hem değer kaydesinde. 12 yaşında bir çocuk bi-le, haftalık 6 Euro, eder aylık 24 Euro ile eminim alman sınıf arkadaşlarından öndedir.
Çocuklarınıza söyleyin arkadaşlarına tek tek sorsunlar, veya kendiniz diğer annelere sorun: sınıfta kimler kaç para harçlık alıyor diye bir araştırma tabelası yapın çocuklarınızla birlikte. Hem çocuklarınıza araştırmayı öğretiyorsunuz bunu yaparak, hem çocuklarınız ıle sohbetiniz artiyor, birde „harcliğin piyasa degerini“ görüryor çocuklar aynı anda.
Çocuğunuz sizden alacaği harçlığı ona hediye edeceğiniz kumbarada biriktirebileceğini ve daha yüksek hedeflere ulaşabileceğini anlatın çocuğunuza hesaplarla süsleyerek. Mesela otursun hesaplasın çocuk veya birlikte hesaplayın 18 yaşına dek böylece kaç para biriktirebileceğini, araba motor ehliyet vs. kendi kendine alabileceği hayalleri kurarken çocuğunuz ile birlikte, çocuğunuzun hayalgücünü geliştirmekle birlikte onun AZİM dürtüsünü tetiklemiş oluyorsunuz. Çocuklarınıza ÖZ GÜVEN gelir, fakat yinede ona açıklamanız gereken şudur: „Tabiki SEN hükmediyorsun kendi parana, fakat benden izinsiz, kimseye sormadan bu parayı harcma hakkın yok, çünkü çocuksun neticede. Her almak istediğini konuşarak birlikte karar vereceğiz. Sen büyüdükçe bu olay kalkacak.“ diye anlatmalısınız çocuk dilinde usulcana evladınıza. Akabinde çocuk size‚ Anne/Baba ben şunu bunu almak istiyorum diye gelince, her se-ferinde sabırla çocuğunuz ile konuşup, neden o almak istediği şeye gerek duyduğunu size anlatmasını isterken çocuğunuza düşünerek BİLİNÇLİ ŞEKİLDE harcama yapmasını teşvik etmis olursunuz. Müsaade verip vermemek çocuğunuzla uzlaşarak size kalmış. Ufacik çocuk deyip geçmeyin, siz ona gösterdiğiniz kadar saygı ve sevgi görürsünüz o çocuktan ilerde.
Çocuklarımıza para ile nasıl baş edilir diye öğretmeye çalışırken tabiki bunu matematik fizik vs. gibi öğrenilebilincek bir vasıf olduğunu farkına vardınız umarım. Internette (youtube`de) o kadar cok videolar var ki, para biriktirme teknikleri, parayı az harcama konusunda, ister çocuk yetişkin veya reşit insanlar için, şaşarsınız neler var.
Sadece harçlık vermekle bitmiyor olay fikrimce. Çocuğunuz ile onun dilinde konuşup ona yakın olmaya çalışın. Büyük insanlara gülünç gelen şeyler, çocuk için hayati mesele olabilir. Mesela büyük çocuğunuz neden arkadasları ile sürekli kaşık atmaya ugrasıyor? Bunun altında neler yatıyor? Hem 12 yaşındaki bir çocuğun elinde ne geziyor sizin banka kartınız ve nasıl olurda sizden habersiz adınıza internette alışveriş yapabilir? Bu sizin eğitim yularlarını baya zamandır elinizden kaçırdığınızın belirtisidir. Çocuk eğitimi hakkında biraz desteğe ihtıyacınız olabilir. İllaki maddiyat ile mi okulda arkadaş grubuna dahil olunur? Bence bu çocuk sevgi eksikliğini telafi et-meye uğraşıyor bir şekilde ve şuur altı. Konuşarak çocuklarınıza çok daha yakın olmayı deneyin. Dilerim başarılı olursunuz inşallah.
Sağlıcakla kalın, dostca kalın, pozitif enerjilerle kalın ve Allaha emanet olun.