Ey Dünya'ya tapınacak derecede ehhemiyet verip ahiretini düşünmeyen ve maddiyatı çok seven nefsim!
Acaba ibadet ile ilgili umursamaz tavrın ve seni Allah'a yaklaştıran namaz gibi hayatın süsü olan ibadetteki kusurun Dünya meşguliyetinin çokluğundan mıdır ?
Veya geçim derdi ile meşgul olup vakit bulamadığın zorluklardan mıdır ?
Peki soruyorum Acaba sırf dünya için mi yaratıldın ?
Bütün vaktini ona harcıyorsun .
Heyhat ! Ömür sermayesi şırıl şırıl akan bir nehir gibi tükendi tükenecek.
Ve biz hala geçiçi Dünya heveslerine dalmış kalpte olması gereken sevgiyi hakiki sahibine teslim etmekte cimri davranıyoruz...
Herkes gibi bizi bekleyen ölüm gerçeğini umursamadan şu geçici bulunduğumuz Dünya hanında gençlik sarhoşluğu ile ihtiyarlık sabahında uyanacağımız günkü idrakten yoksunuz.
Ey aynı hal üzere devam etmeyen;
Geçici lezzetleri ile bize bir salkım üzüm yedirip sonra bin tokat atan fani dünya, aldandık boş hayallerin süslü yollarına, geçici umutlarina ve ne yazıktır ki gafletin derin uykularına dalmışız.
İşte ! Yine aldandık sihirli yüzüne
Yaradana koşarken hep engelsin
Her nefis ölümü tadacaktır gerçeğinden ne kadarda uzaksın.
Unutma ki; Bir gün sende öleceksin...
Şuraya bir not düşmekte fayda var.
Hayatı azap makinesine çevirenler Dünya'nın geçici heveslerine tutkun bir tarzda oyun ve eğlence den ibaret olan şu âlemde arkasındaki ecel aslanını görmezden gelerek, haram lezzetlere iştah ile dalmasını ve yokuş aşağı kabir kuyusuna doğru yol almasını derin bir gaflet ile izah edilebiliriz.
Çok basit izah ile ölüm gerçeğinden uzak faidesiz hevesleri tutku ve hobi haline getirerek Dünyayı bize hoş gösteren lobi faaliyetlerine yenik düştük öylece kendimizi avutuyor ve aldatıyoruz.
Unutulmamalıdır ki; Gerçek Saadet hakiki lezzet, kedersiz ve sevinç yanlız Allah'a iman etmektir.
Velhasıl burdan hareketle kadere iman ettik kederden emin olmak için...
Dünya saadetinin ilacı ve reçetesini kutlu Peygamberimizin rehberliğinde ve onun ayak izlerinde bulduk.
Saadeti arayanlar nefis hesabı ile şu fani dünya'nın lezzetleri içinde boğularak bulamazlar.
Saadet; Sadece Allah namına sevmek ve onun bize çizdiği hayat standartları ile sınırları belli olan sosyal hayatı tesis ederek mümkün olur.
Evet, son söz olarak din ve iman her şeyi güzel gösteren bir iksirdir. Kim bu iksiri elde ederse, dünyada huzurlu yaşar, ahirette de ebedî saadete nail olur. İman nurundan mahrum olanlar dünyada kederle yaşar, âhirette de elim azaplara düşerler.
Vesselam..